Marketing ya da Farketing

14.10.2014 00:27

Son dönemde, Türk iş adamları-markaları 'satış odaklı olmak' konusunda eleştirilere maruz kalıyor. Tarım toplumu veya takas ekonomilerinde yaşıyorsanız 'satış odaklı olmak' elbette yersiz. Ancak ticarette sınırların, sınırlamaların kalktığı, rekebetin uluslararası düzeyde olduğu, dünyanın küçük kapital bir köy olduğu bu yüzyılda organizasyonlar muhakkak ki satış odaklı olmalı. Aslında eleştirilen de satış odaklılık değil 'kâr odaklılık' olmalı. Türkiye ve Çin gibi hızla gelişmekte olan ülkelerde faaliyet gösteren organizasyonlar; kâra odaklandıkları için AR-GE, maliyet minimizasyonu, bilginin üretilmesi gibi çağımızın büyük rekabet üstünlükleri sağlayacak fırsatlarını kaçırmaktalar.Şüphesiz, kaçan en büyük balık fark yaratmak. 

Ülkemizde faal işletmeler, idari ve mali açıdan birbirinin kopyası. Bu yüzden kırılgan yapıdalar. Organizasyonlar salt kâra odaklanmak yerine fark yaratmaya odaklandıkları taktirde, beraberinde satış, akabininde ise kâr kendiliğinden gelecek. 

Ülke olarak büyük potansiyelimiz olmasına rağmen, üretim ve tüketimde farklılaşamıyoruz. Bu nedenledir ki; Renault 12 model otomobil, Avustralya'da 5, Kolombiya'da 8, Arjantin'de 23, Türkiye'de ise 30 yıl üretildi ve satıldı. Rekabet eşiğimiz de oldukça düşük.Hastane çevrelerine kümelenen eczaneleri bilmem fark ettiniz mi? Ortaklar bakkaliyesinin yanına   kankalar büfe; dostlar kasabının karşısına kardeşler kasabı.

Bugün üniversitelerimizde 4P-6P gibi eski kavramlar, çökmüş iktisat teorileri anlatıladursun, dünya artık e-pazarlamayı, B2B'yi, fiziki mekanlardan bağımsız organizasyonları konuşuyor ve geliştiriyor.

Cumhuriyetin 100. yılı kapsamında belirlenen Vizyon 2023, uluslararası pazarlara 10 global Türk markası sokmayı amaçlıyor. Umarım gerçekleşir. Eline geçen teoriyi, kuramı milli ve manevileştirmeye çalışan ben, fark yaratma ve farklılaşma özelinde , örneği -üzülerek- Amerika Birleşik Devletleri'nden veriyorum. 

Çoğu zaman hangisi ihtiyaç sahibi hangisi servet düşkünü ayıramadığımız ve anlayamadığımız 'dilenciler', ülkemizde birörnek kelimeler ile yardım talebinde bulunurken Amerika'lı dilenci biraz sempati biraz empati ile olayı oldukça farklı bir noktaya taşımış ve şapkasını doldurmuş.Faklılaşmak; fark yaratmak en yüzeysel şekliyle bu olsa gerek..

 

"Family Killed by Pigeons, Need Gun for Revenge" ( Ailem güvercinler tarafından öldürüldü. İntikam için silaha (paraya) ihtiyacım var.)

Fotoğraf: Murat Erdör.

 

Selam ve Saygılarımla.

Gürkan ULUSOY

 

Twitter/GurkanUlusoy

Bunu da okumak ister misin ? >> Teknolojinin Gurbeti Türkiye   >>>  bit.ly/1xLQwYU